3 Ağustos 2013 Cumartesi

Paris


Şairlerin ve sanatçıların
başkenti
Paris’teki Eiffel Kulesi








Avrupa’nın en pırıltılı kenti; kibiri elden bırakmayan sakinleri ve taşra atmosferini koruyan mahalleleriyle hem çok geleneksel, hem de tüm dünyadan sanatçılara ve göçmenlere kucak açacak kadar kozmopolit. Paris, amaçsızca gezinmek için harika bir kent. Hatta Fransızların, düşünceli bir şekilde sokakları arşınlayan insanlar için icat ettiği bir kelime bile var. “flaneur”, yani aylak. Canlı atmosferiyle Marais, şık St-Germain, romantik Monmartre; hareketli sokak ve kafe hayatıyla keşfedilmeyi bekleyen mahallelerden sadece birkaçı. Seine Nehri üzerindeki köprüler, kıyısındaki yürüyüş yolları, kentin ihtişamlı geçmişini hatırlatan tarihi yapılar da öyle. Paris, sadece bir kent olmaktan öte, bir ruh hali…

                        KAÇIRMAYIN


            1)Seine Nehri üzerindeki Ile de la Cité’de yer alan gotik şaheser Notre Dame Katedrali. Yapımı tam 200 yıl sürmüş!
            2)Mona Lisa’nın evi, Louvre Müzesi. 1200 yılında şato olarak inşa edilmiş binada, çağlar arası bir sanat yolculuğu.
            3)Paris’in dillere destan kafe kültürünün yaşatıldığı en tipik iki adres: St-Germain Bulvarı üzerindeki Café de Flore ve Les Deux Magots.
            4)19. yüzyıl Paris nostaljisi için, ünlü gece kulübü Moulin Rouge’u ziyaret.
            5)Paris’in göbeğinde taşra havası yaşamak için, Monmartre’da yürüyüş.
            6)Eiffel Kulesi’ne çıkın.



Ve en önemlisi Seine Nehri’nde akşam yemeği yemek, çok romantik bir yemek olacağından emin olun…

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder