7 Ağustos 2013 Çarşamba

PRAG

                                           PRAG




     
      2. Dünya Savaşı'nda bombardıman geçirmediği için Ortaçağ dokusunu korumayı başaran nadir Avrupa kentlerinden biri olan Prag; kaleleri, köprüleri, heykelleri ve maket gibi evleriyle müzeden farksız. 1989'da Sovyetler yörüngesinden çıkan Çekler, oyun yazarı Vaclav Havel'i devlet başkanı seçmiş ve yeni bir ekonomik düzene doğru yol almaya başlamışlardı. Çek ekonomisinin 90'lardaki çöküşü gelişmeyi bir süre için duraklatsa da;ülkenin Avrupa Birliği'ne alınmasından bu yana Prag, Avrupa'nın en ilgi gören turistik destinasyonlarından biri. Prag'a giderken, yanınızda iyi bir çift yürüyüş ayakkabısı götürün; çünkü, bu alımlı kenti keşfetmenin en iyi yolu keşfetmek.


                      KAÇIRMAYIN


         1)Kentin en yüksek tepesinde kurulu Prag Kalesi, avluları, bahçeleri, kafeleri ve dev St. Vitus Katedrali ile çok geniş bir alana yayılıyor.
         2)Prag'ın Champs Elyséé'si sayılan Wenceslas Meydanı'nda, Bohemya kristalleri avına çıkabilirsiniz.
         3)Eski Yahudi mahallesi Josefov'daki Yahudi Müzesi, 7 sinagogu bir araya topluyor. Avrupa'nın aktif durumdaki en eski sinagogu da aralarında.
         4)Eski Belediye Sarayı'nın kulesindeki astronomi saati, zamanın yanı sıra, gökcisimlerinin hareketlerini de gösteriyor.
         5)Ulusal Kukla Tiyatrosu (Narodni Divadlo Marionet), Mozart'ın Don Giovanni operasını bile sahneliyor. Yoksa siz kuklaların, sadece çocuklar için mi olduğunu sanıyordunuz?

       İyi Eğlenceler...

5 Ağustos 2013 Pazartesi

HONG KONG

                          HONG KONG




     



   
     Asya'nın New York'u sayılan; Budist tapınakları, egzotik mallar ve teknolojik cihazlarla dolu dükkanları, dev gökdelenlerin hakim olduğu tarifsiz güzellikteki Victoria Körfezi ile ölmeden görülecek yerler listesinde haklı bir yere sahip. Ticari bir hesaplaşma sonucu Çinlilerden İngilizlere geçen ada, 150 yıl boyunca İngiliz kolonisi olarak kaldıktan sonra, 1997'de Çin'e iade edilmiş. Galler Prensi'nin adı resmi binaların duvarlarından silinmiş olsa da, İngiliz sokak adlarının çoğu gibi, kentin İngiliz sakinleri de duruyor. Dünyanın en önemli finans merkezlerinden biri durumundaki Hong Kong ile tanışmaya hazır mısınız?



                                     KAÇIRMAYIN


          1)City Hall Maxim's Place'ta, buharda pişmiş dim sum (Çin mantısı) ile kahvaltı ederek güne başlayın.
          2)Hong Kong Bankası'nın füturistik binası önündeki brons aslanları okşamanın şans getirdiğine inanılıyor.
          3)Tramvay ile Victoria Tepesi'ne çıkıp, manzaranın tadını çıkarın.
          4)Uygun fiyata eloktronik eşya arıyorsanız, Hankow Road'daki Fortress mağazası doğru adres.
          5)Hong Kong Zeoloji ve Botanik Bahçesi'nde, 1100 farklı bitki çeşidi bir arada.

RUSYA

                             ST. PETERSBURG


Petersburg, İstanbul ile Roma'nın sentezini yaratma
iddiasıyla kurulmuş. (Alttaki resim de Nevsky Prospekt'i
görüyorsunuz.)

      18. yüzyılda, Rusya'nın despot çarlarından Büyük Petro tarafından, kentsel yerleşime hiç de uygun olmayan bataklık bir arazide kurulan St. Petersburg'un Avrupa'ya taş çıkaracak bir kent olması tasarlanmıştı. Döneminin kültür ve sanatının en üstün örnekleriyle donatılan kentteki müzeler, tiyatrolar ve saraylar, hala dünyanın en zengin sanat koleksiyonlarından bazılarına sahip. Çok kısa bir süre içinde, ülkenin derinliklerinden getirilen serfler tarafından inşa edilen kent, dünyanın büyük kentleri içinde kuzeyde olanı... Üç büyük devrimin ve üç kez isim değiştirmesinin ardından (St. Petersburg, Petrograd, Leningrad ve yeniden St. Petersburg) iki yaz önce 300. yılını dolduran kent, 40'tan fazla ada üzerinde kurulu olduğu için "Kuzeyin Venediği" olarak da anılıyor.


                         KAÇIRMAYIN

       1)Nevsky Prospekt (Bulvarı) üzerindeki Literary Cafe'de, Puşkin, bir Fransız subayını düelloya davet etmişti. Petersburglular açısından kafenin önemi büyük, çünkü bu düello ülkeyi en büyük şairinden mahrum bıraktı.
      2)Dünyanın en büyük ve zengin müzelerinden olan Hermitaga, çarın kışlık sarayında.
      3)Kenti gezmek için, haziran ortasından temmuz ortasına kadar süren beyaz geceleri bekleyin.
      4)Mariinskiy Tiyatrosu'nda bale gösterisine gidip, arada Büyük Salon'da şampanya tokuşturun.
      5)Dostoyevski, Rimski-Korsakov, Çaykovski ve daha pek çokları, Alexander Nevski Manastırı'nın mezarlığında yatıyor.
      6)Peterhof Sarayı ve Bahçesi, ihtişamlı bir saray ve ihtişamlı bir bahçe.
      
           İyi Eğlenceler

4 Ağustos 2013 Pazar

KAPADOKYA

                  KAPADOKYA



  





     Türkiye'de Mars'a en yakın coğrafya burası. Kapadokya'nın olağan üstü volkanik oluşumları ve peri bacalarının George Lucas'ı bile cezbettiği ve hatta "Yıldız Savaşları" çekilirken meken bulmak için buraya da geldiği söyleniyor. Ancak nedense, sonradan Tunus'taki Matmata'da karar kılınmış. Kapadokya, yumuşacık beyaz toprağı ve bol kıvrımlı vadileriyle, yürümeyi sevenler için tasarlanmış bir oyun parkından farksız.Göreme yakınlarındaki Kızılçukur ve Güllüdere vadileri, küçük kaya kiliselerini gizliyor. Göreme'nin 110 km. dışındaki 14 km'lik Ihlara Vadisi ise, kanyon duvarlarının içine oyulmuş manastırlarıyla doğaüstü bir yer.

      1)Eğer romantizm arıyorsanız Ortahisar Kalesi'nden gün batımını izleyebilirsiniz.
      2)Hacı Bektaşı Veli Külliyesi' ne mutlaka gidin anlatmaya gerek yoktu sanırım.
      3)Eğer imkanınız varsa Kapadokya'yı balonla turlamalısınız.
      4)Ve tabi ki Kapadokya'yı yer altından gezmeyi unutmayın. Derin Kuyu ve Kaymaklı indikçe inen ufak galerilere açılan bir yeraltı şehridir.

             Şimdiden İyi Eğlenceler

YUNANİSTAN

                                                          SANTORİNİ


Nefes kesici güzelliğini, 3500 yıl önce gerçekleşen bir felakete borçlu olan Santorini, volkandan geriye kalan dev krater çemberi üzerinde gelişmiş. Son 10000 yılın en şiddetlilerinden biri olan bu volkanik patlamadan, adadaki Aktori sakinlerinin kaçtığı anlaşılıyor. Çünkü Pompeii’de Olduğu gibi insan bedenlerine rastlanmamış. Adanın başkenti Fira, denizden 300 metre yükseklikteki yarların ucuna tutunmuş, daracık yollar ve merdivenlerle birbirine bağlanan evlerden oluşuyor. Bembeyaz küp küp evler, Grek mavisi kubbeleriyle kiliseler ve otellerin teraslarından denize dökülüyormuş hissi veren “sonsuzluk havuzları”, adanın sembolleri.
          1)Santorini’nin dik basamaklarını çıkmak zor olsa da inanın çıktığınızda bu zorluğu hatırlamayacaksınız. Tabi teleferiği de kullanabilirsiniz.
          2)Fira’dan motosiklet ya da scooter kiralayarak adayı turlayabilirsiniz.
          3)Siyah taşlı plajını görmeden Santoini’ye gitmiş olmazsınız. Mutlaka görün!
         4)Resimde gördüğünüz denizin ortasındaki adaya gidebilir ve biraz yürüyüş yapabilirsiniz. Emin olun iyi gelecektir.
         5)Tabi ki Santorini’yi tek başına keşfetmek mümkün değil. Bunu farkında olan Santorinililer, misafirler-
rine çeşitli turlar düzenliyor. "Yürümeyi severim, kolay kolay yorulmam" ,diyenlere yürüyüş, denizden hoşlanı-
rım diyenlere deniz turları düzenliyorlar.

Rio de Janeiro

                                    RİO de JANEİRO



Kenti tepeden seyreden, 30 metrelik Cristo Redento heykeli.                      
 


     Sarp dağlar, ormanlar ve okyanusun buluştuğu yerde, muhteşem bir coğrafyanın kucağında doğup büyümüş Rio. Hemen kent merkezinde başlayan dünyaca ünlü plajları, eşsiz samba ritimleriyle kalabalıkları coşturan karnavalları her şeyden önemlisi, hayatı ve eğlenceyi seven arkadaş canlısı sakinleriyle Rio, dünyanın nabzının attığı kentlerden. Kentin ismi, bir yanlış anlama sonucu konmuş. Amerigo Vespucci 1502’de Guanabara Körfezi’ne girdiğinde, burayı bir nehir ağzı sanmış ve bölgenin adı Rio de Janeiro (Haziran Nehri) olarak kalmış.

                                   KAÇIRMAYIN

            1)Kent sakinleri gibi, siz de güne Copacabana sahilinde jogging yaparak başlayın.
            2)Riolular, Pazar günleri denize girmek için yine Copacabana’yı veya “zenginler plajı” olarak da bilinen Ipanema’yı tercih ediyorlar.
            3)Pao d’Açucar (Şeker Tepesi) teleferiğine binin ve kentin olağanüstü kaya oluşumlarını ve plajlarını bulutlardan seyredin.
            4)Karnaval öncesinde, ünlü Salgueiro Samba Okulu’nun provalarına katılabilirsiniz.
            5)Ipanema sahilindeki Vinicius Bar’a uğrayın ve bir caipirinha eşliğinde kentteki en iyi bossa nova müziğini dinleyin.

            6)Bir zamanlar kenti çevreleyen tropikal ormandan geriye kalan yeşillik, 120 kilometrekarelik Parque Nacional de Tijuca’ya sığmış.

                     İYİ EĞLENCELER...

Londra



                          
                                        LONDRA




Thames Nehri
Üzerindeki Londra Köprüsü


      “İnsan Londra’dan sıkılırsa, hayattan sıkılmış demektir. Ne de olsa, hayatın sunabileceği her şey Londra’da bulunur.” İngiltere’nin başkenti için böyle demiş, ünlü İngiliz yazar Samuel Johnson. 2000 yıl önce Romalılar tarafından kurulan kent, o günden bu yana ziyaretçilerin ilgisini çekmeye devam ediyor. Londra’da, geleneklerle aristokrasinin gölgesi her yerde kol geziyor: Parlamento Evleri’nin sivri kulelerinden Hyde Park’ta devriyeye çıkan atlı polislere, Ulusal Galeri’nin balkonundan baktığımızda, Trafalgar Meydanı’ndaki Amiral Nelson Heykeli’nden, Dickens’ın romanlarını ve at arabalı dönemleri çağrıştıran parke taş döşeli daracık sokaklara kadar…

                                               KAÇIRMAYIN

            1)Etkileyici mezar anıtlarıyla, görkemli Westminster Manastırı.
            2)1849’da küçük bir bakkal dükkanı iken, bu gün dünyanın en ünlü alışveriş merkezi olan Harod’s.
            3)Victoria & Albert Müzesi’ndeki kıyafet koleksiyonu.
            4)Cumartesi sabahları kurulan Portobello bit pazarında aylak bir gezinti.
            5)Kentin bohem semti Soho, eğlence merkezi Trafalgar Meydanı, Ulusal Galeri ve sayısız lokantalarıyla Çin Mahallesi de unutulmamalı.
            6)National Maritime Museum, bu müzede İngiltere’nin kaşifleri, tüccarları, göçmenleri ve donanma gücü ile dünya çapında yarattığı etkiyi açıklamaktadır.(Müzeye giriş ücretsizdir.)


 İYİ EĞLENCELER DİLERİM…